top of page
Yazarın fotoğrafıMurat Hüseyin inceoglu

Rothenburg ob der Tauber "Romantik yolun masalsı durağı"

Güncelleme tarihi: 12 Ara 2021

      Masalların gerçekten var olduğunuza inanmanızı sağlayacak. Şirinlik ve güzellik abidesi bir durak.



Daha önce hiç Alman Romantik yolu diye bir şey duydunuz mu bilemiyorum. Almanya'nın merkezindeki Würzburg’dan başlayan ve Almanya’nın en Güneyinde, Walt Disney Kalesi olarak da bilinen Neuschwanstein Kalesi'nin orada biten, yaklaşık 350-400 km uzunluğundaki Almanya’nın ve hatta Avrupanın en meşhur ‘road trip’ yolu. Rota Grimm Kardeşleri etrafında dönüyor. Grimm kardeşler uğradıkları kasabalardan topladıkları hikayeleri kendince işleyecek masallaştırmışlar. Bremen gibi bir kaç noktayı saymazsak neredeyse tüm masallar bu yoldan çıkmış.


Elbette ki yol deyince aklınıza vadiler arasına döşenmiş asfalt bir yol gelmemeli. Bu güzergahın günümüzde bu şekilde anılmasını Amerikan askerlerine borçluyuz. Çünkü romantik yolun günümüzdeki haline gelmesini sağlayan bir grup Amerikan askeri. İkinci Dünya Savaşı sonrası tüm askerlerin keşfettiği bu rota bugün turizm cenneti haline gelmiş durumda.


Günümüzde bu yolun senede yaklaşık üç buçuk milyon insanı ağırladığını düşünürsek açıkçası başarısız olduklarını da söyleyemeyiz. Almanya Masal Yolunu izlerseniz Bremen Mızıkacıları’ndan Uyuyan Güzel’e, Kırmızı Başlıklı Kız’dan Rapunzel’e onlarca masalın doğum yerini görebilirsiniz.



Masal yılları oyuncakların henüz korku filmi kahramanı olmadığı yıllardı. Çizgi filmler henüz icat edilmemiş, şiddet komedi unsuruna dönüşmemişti. Akşamları anne ve babalar çocuklarını bu masallarla uyuturdu. Periler, prensesler, efsanelerle dolu öykülerde insanlara hayata, umuda ve geçmişe dair pek çok ufuk açardı.


Grimm Kardeşler çevrelerinde dinledikleri öyküleri hayal güçlerini kullanarak zenginleştirmiş, Avrupa masal geleneğinde yeni bir çağ açmıştı. Yarattıkları kahramanlar dünyadaki pek çok farklı sosyal sınıfların, ulusların ortak değerleri oldu. Kuşaktan kuşağa aktarıldı. İki kardeş, “Grimm’lerin Peri Masalları” kitabının ilk bölümünü 200 yıl önce yayımlamıştı. İlk kitabı diğerleri izledi, toplam 210 masal yaratıldı. Belki Grimm’lerin Masal Yolu’nda çıkacağınız yolculukta hem iki kardeşin yaratıcılığını besleyen mekânları, tarihi yapıları görebilir hem de özenle korunan tarihi doku sayesinde geçmişin dünyasına uzanabilirsiniz. Ancak ben sizi bugün bu masal yolu veya romantik yolda en korunmuş noktası olan bir köye konuk edeceğim.



"Tauber Nehri’nin yukarısındaki kırmızı kale" anlamına gelen Rothenburg ob der Tauber Romantik yolun en bilinen şehirlerinden. kente girdiğiniz andan itibaren orta çağı iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Arnavut kaldırımlı dar sokakların çevresi Bavyera tarzı yapılarla dolu. Şirin insanı içine çekiveren kuleler, dar sokaklar, Arnavut kaldırımlı sokaklar ve masaldan fırlamış gibi duran evlerle bezeli çok farklı albenisi olan bir yer burası. İlk görüşte aşka inanırsanız ilk görüşte aşık olabileceğiniz bir masaldaymışsınız gibi hissedebileceğiniz bir köy R. Ob Tauber. Düşünün ki Grim kardeşler Kırmızı başlıklı kız hikayesini burada yazmış ayrıca köy Walt Disney yapımı Pinokyo’ya ilham kaynağı olmuş, Harry Potter ve Ölüm Yadigarları dahil bir çok filmin çekimine ev sahipliği yapmış bir köy.


Yukarıdaki resim Harry Ptter filminde Hagrit'in evine ilham veren ev.



Kısa bir araştırma ile dünya genelinde yayınlanmış 55 film ve yerel ölçekli 200 kadar filme ser olmuş bir köyden bahsediyoruz. Köy mezarlığında yatan 1550 yılında ölmüş birisi kalksa hiç zorlanmadan evine gidebilecek kadar korunmuş ama bir o kadar da şirinleşmiş bir köy olan R.O. Tauber tarihte Kutsal Roma İmparatorun dan aldığı izinle tarihin ilk özgür şehir devleti olmuş.



Rothenburg’da Gezilecek Yerler

Bu konuda yazılabilecek yerler var ancak bilmeniz gerekir ki 4 km uzunluğunda surlarla çevrili büyükçe bir köyden söz ettiğimiz düşünülürse gezilecek yerlerin oldukça yakın olacağını tahmin edebilirsiniz. İlave olarak anlaşılması gereken bir nokta da köyün tamamının gezilmeye değer ve üç saat civarında gezilebilecek bir yer olduğudur. Bu gezi noktaları minik bir köyün içerisinde ve biri birine oldukça yakın.

Rödertor

Eğer araba ile gelirseniz kente buradan girmezini öneririm Bu kapı hem ana meydana yakın ve oldukça etkileyici ve sempatik bir yoldan geçerek ulaşmanızı sağlıyor. Kapı tipik orta çağ kale şehirlerinin çok aşamalı güvenlik sağlayan üç kademeli bir giriş kapısı. Masal köyünde minik bir yürüyüş sizi kemer ile kesilen kapıya ulaştırcak.



Röderbogen Kemeri

Minik bir köy olmasına karşın her sokağında karşınıza çarpıcı bir fotoğraf karesi çıkabilir. Meydana yakın konumda ki önemli noktada saat kulesiyle Röderbogen Kemerli kulesi ve köy çeşmesiyle beraber çok güzel bir kare çıkarmış. Evler, kule ve kale barındıran çeşmeli meydan sizi fikri olarak başka alemlere sürükleyecek türden. Kentin içindeki bu kemerli ve kuleli kapılar gerekirse kentin mahallelerini izole edebilmek için tün köyde bir kaç tane yapılmış.



Markt Meydanı

Tabii ki her Alman şehrinin olduğu gibi bu şehrin de bir ‘Markt Meydanı’ var. Küçük bir yer için büyük sayılabilecek boyutta ve çevresindeki yapılarla tam bir görsel şölen kıvamında. Meydanın etrafı 1600’lerden kalma sivri çatılı ve pastel renkli evlerle çevrili. Evler masaldan fırlamış gibi görünüyorlar. Meydanda göreceğiniz en büyük bina ise Rathaus yani Belediye Binası. Meydan her gezilecek yere yakın ya da tersten bir ifade ile gezilecek yerler meydan çevresinde konumlanmış.

Deu

Kahte Wohlfart / Weihnachtmuseum ( Yılbaşı Müzesi)

Yılbaşı ile ilgili her şeyin toplandığı bir yer diyebilirim; Noeli seviyorsanız bu müzeyi çok seveceğiniz kesin. Özellikle çıkışındaki Noel Mağazası Käthe Wohlfahrt’ adlı dükkanın vitrini, satılan hediyelikler çok güzel ve sempatik. Tüm yıl boyu yılbaşıymış gibi bir ambiyans yaratılmış. Tabii neden yılbaşı temalı bir dükkanın bu yerleşimde bulunduğunu anlamak güç. Kentin sempatik havasına tam uymuş ve bir şeyler katmış.



Kentin sokakları

Rothenburg sokakları evleri ve kuleleri ile insanı büyüleyici bir atmosferin içerisine sokuyor. Öyle sokak sokak gezip tadına varmak gerekiyor. Klasik şehir gezilerinde olduğu gibi müzelerde çok ta vakit geçirmeye gerek yok. Hatta hiç müze gezmeseniz bile olur. Fakat Kukla Müzesi (Puppenmuseum) ve Oyuncak Müzesi (Spielzeugmuseum) ilgi alanınıza giriyorsa görmenizi öneririm.



Plölein Meydanı

Burası da kentin en tipik manzaralarından birini sunan sıra dışı bir meydan. Aslında buraya bir meydandan çok kavşak demek daha doğu olur. Birisi biraz aşağı doğru giden iki sokak ve sokaklarda birer kulenin süslediği bir kavşak.




Kavşağın tam ortasında masallara ilham verebilecek türden kurabiye görünümlü bir evin olduğu bir yer burası. Sokağın ortasından görünen manzara bir masal sahnesi gibi; gerçekten poz vermeden geçemeyeceğiniz bir yer. Ancak kalabalık mevsimlerde bu poz verme eyleminiz için 10 dakika kadar sıra beklemeniz gerekebilir.



İnsan ana meydanı ve bu kavşağı görünce neden masallara ilham verdiğini ve neden filmlerin mekanı olduğunu insan daha net alıyor.



Aslında buraya kadar yazdıklarım dışında güzel resforan ve kaffeler, harika vitrinler sizleri bekliyor olacak. Bunları yapmak 3-4 saat arası vaktinizi alacaktır. Birazda yemek vaktiyle beraber tam bir yarım gün yeterli olur. Vaktinizi buna göre planlayabilirsiniz.


Kurşun asker, kırmızı başlıklı kız her yer masal, her yer bir film setinin bir parçası sanki. Her sokak ve her köşede düzgünlük ve korunmuşluk şaşırtı derecede.



Bunun dışında illaki daha fazlasını arayanlardansanız şehir surları, kule ve kapılarında panoramik bir gezintiye çıkın. Surların içinde yer alan merdivenlerin herhangi birinden yukarı çıkmanız yeterli. Aşağı hiç inmeden yürüyeceğiniz 4 km boyunca hem şehri hem de Tauber Vadisi’ni yukarıdan görme olanağına sahip olacaksınız.



Kentte bulunan işkence müzesine bir bakabilirsiniz. Ancak şiddet ve insanların zalimliklerine bu denli önem vermemek gerekiyor bence. Hele ki bu kadar masalsı bir yerde.



Eğer kentte gece kalırsanız akşam 20:00’de meydanda Belediye Binası’nın önünden ‘Gece Bekçisi Turu (Night Watchman’s Tour) düzenleniyormuş ve elinde meşalelerle ve baltasıyla gelen bir ‘gece bekçisi’ size şehrin meşalelerle aydınlatılmış sokaklarında 1 saatlik bir ‘ortaçağ yürüyüşü’ yaptırıyormuş bilginiz olsun.

Son olarak

14.yy’dan kalma Rathausturm adlı kulenin tepesine çıkıp kente bakabilirsiniz. Bunun için yaklaşık 220 basamak çıkmanız gerektiğini unutmayın.



Köyle ilgili yazılacak son nokta da Schneeballen (kartopu tatlısı) adı verilen bir kurabiye. Tadı için yorumlara pek takılmayın çünkü 15 kadar çeşidi var. Orjinal olanı zencefilli ve beyaz renkli olanı, adı üzerinde kar topu. Yeni tatlar denemeyi kültürel bir etkinlik olarak görmek gerekir. Sonuçta denemekten zarar gelmez elbet. Denemek deyince satın alırken denemil isterseniz size satın aldığınız bir kurabiyeyi bir tür makas ile kırıp veriyorlar. Böylelikle gezi arkadaşlarınızla bir kaç tane deneyerek en damak tadınıza uygun olanı bulmanız da mümkün olacaktır. Kişisel fikrim biraz daha tatlı yapmalılarmış. Bu bakımdan çikolatalı olan biraz daha dengeli sanırım.


Masal yolunun en Masalsı köyündesiniz. Harika manzaralar içeren çok romantik bir yer. Görselleriyle, lezzetleriyle, vitrinleriyle sizi sizden alacak bir köy...


Münih veya Nürnberg'e yolunuz düştüyse kolayca ulaşabileceğiniz bu masal köyü size ayırdığınız zamanın karşılığını fazlasıyla verecektir.




2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

2 Comments


ahsoguz
ahsoguz
Dec 06, 2021

Ne güzel yazmışsınız insanın bir an önce gidip göresi geliyor. Elinize sağlık.

Like
Murat Hüseyin inceoglu
Murat Hüseyin inceoglu
Dec 06, 2021
Replying to

Teşekkür ederim Gerçekten çok güzel bir köy

Like
bottom of page