top of page
  • Yazarın fotoğrafıMurat Hüseyin inceoglu

Kuzey İspanya 4 "OVİEDO & GİJON"

Güncelleme tarihi: 24 Ara 2019

"Uzak Ülke"


Bölge : ASTURİAS


     Alınacak yol : Toplam 180 km yolumuz olacak. Bunun 120 km'si Oviedo'ya kadar. Kalan 30 km'lik Gijon'a gidiş ve dönüşten ibaret olacak. Toplam yürüme mesafeniz 2.5 km'lik mütevazi parkur.


Leon'dan denize alçaldıkça bulutlar aşağıda bizi bekliyor.


     Konaklama : Otelimiz Ayre Hotel Oviedo adında zincir bir otel. Binası ünlü bir mimar tarafından tasarlanmış. Otel, alışveriş merkezi ve toplantı salonundan oluşan bir kompleks. Oteliin binası çok enteresan bir bina, unutulmaz bir tasarımı var. Bu oteli sever misiniz? Ayrılırken düşünceleriniz ne olur bunu siz bileceksiniz. Ancak bina tasarımı konusunda sıradanın çok ötesine geçildiği kesin ve tüm dünyada ki gezilerimde en unutulmaz beşe girebilecek bir yer.



     Otelin booking puanı 9.0 ile mükemmel kategorisinde. Burası dört yıldız superior bir tasarım otel. Binası gibi odalarında da birtakım dokunuşlar yapmışlar. Kalmanızı hararetle öneririm.



     Bugünü planlarken : İspanya'nın kuzeyine ulaşma amacıyla çıktığımız yolu bugünle beraber tamamlamış olacağız. Temel amacım Endülüs kültürüne hiç karışmamış, dağların kuzeyinde kalmış her şeyden uzakta ve izole bu İspanyol kültürünü görmekti. Görüntüler zaman zaman İskoçya'yı, bazen Karadeniz bölgesinin kırsalını bazense kıyısından İsviçre'yi anımsatacak. Ama İspanya'nın güneyinde gördüklerinizle keskin görsel farklılıklar olduğu kesin. Tarihsel yalıtılmışlık süreci insanları ve kültürü, iklimsel yalıtılmışlık süreci ise manzaraları kökten etkilemiş. Uzak ülkede yalın ve saf İspanya saklı. Bakalım bizde nasıl bir tat bırakacak.



     OViEDO

    İspanya'nın kuzeyindeki ılıman ve yağışlı iklimin yarattığı etkiden mi bilinmez farklı ve güzel göründü bana bu kent. Ben binaların tarzlarında pek çok kaynakta bahsi geçen İspanya'nın kalanından derin farklılıkları gözlemlemedim. Ancak yeşil ve sempatik bir yer burası. Belirtilenlere göre gerçek İspanyol kültürünün temsilcisi sayılırmış. Öyle nüfusu 250.000 kişi kadar turist kalabalıkları olmayan ancak şirin bir kent. Asturias bölgesinin başkenti.



      722 yılında Don Paleyo adlı şahıs Asturias Krallığı’nı kurmuş, 744 yılında Don Pelayo yönetiminde Araplara karşı yapılan Covadonga savaşı, Arapların yarımadadaki o tarihe kadarki yegane yenilgisiyle sonuçlanmış. Bu bölgenin kuşatılamamasının bir nedeninin bu savaş, diğer bir nedenin de geçit vermeyen Cantabria dağları olduğu söylenmekte. Araplar bu bölgeyi hiç ele geçirememişler. 925 yılına kadar hüküm süren Asturias Krallığı İspanyanın yegane Hıristiyan ülkesiymiş, ve kralları İspanya kralı olarak anılırmış. Ancak 925 yılında bir savaş neticesinde 2. Fruela tarafından Leon Krallığı’na dönüştürülmüş. Leon ve Castila krallıkları 1230 yılında birleşmişler, 1388 yılında Asturias Prensliği Castila & Leon Krallığı'nın bir parçası olarak kurulmuş, Castila & Leon Krallığı da bir süre sonra “İspanya Krallığı” haline gelmiş. Bildiğiniz hikayeyi Asturias bakışı ile yeniden özetlemiş oldum.



     Burada eski kent merkezinde ilginç görünen en belirleyici şey heykeller olsa gerek. Kentin içerisine değişik temalarda güzel heykeller yapmışlar. Sanırım sizlerin de hoşuna gidecek ve güzel bir anı olacak. Kimi şirin, kimi komik ve kimi de saçma pek çok heykelle süslü bir kent burası. Mümkün olduğunca çoğunu görmeye çalışın.




     Güzel bir katedrali ve bir kaç güzel meydanı var. Özellikle içinde parkın olduğu meydan çok hoş. Burada bana biraz Fransız etkisini düşündüren ancak yerel yazarlarca gerçek İspanyol tarzı diye adlandırılan tarzda binalar var. Yemek yerken yemekle beraber Cidra (sidra) denilen geleneksel ve meşhur içkilerini tadabilirsiniz. Sidranın içimi oldukça merasimli görünüyor, garson sağ elle tutulan şişeden sol eldeki bardağa yarım metreden fazla bir mesafeden döküyor ve içimi shot yapılarak tüketiliyor. Bir de adettenmiş bardağın dibinde bırakılan bir miktar sidra çalkalanarak yere dökülürmüş. Peki ne menem bir şeymiş onu da siz söyleyiverin gari çünkü biz içemedik.



Oviedo kentini çok seven Woody Allen heykeli.

      Öğleden sonraki bölüm için önerimönce mevsim uygunsa denize girmeniz olacak. Gijon kenti ki bu kent okyanus kıyısında. Ancak yanınıza kuru bir şeylerde almayı ihmal etmeyin yüzme molasından sonra kent turu ve akşam yemeği için ihtiyaç olacak. Yalnız tekrar belirtmeliyim ki artık karasal ve normal sıcaklığın 35 derece olduğu İspanyol step ikliminde değiliz. Yumuşak ve yağışlı ortalama en yüksek sıcaklığın 24-25 derece olduğu bir okyanus iklimindeyiz. Bu nedenle akşamları ceket almanızın da gerekli olabileceğini belirtmem lazım.




    GiJON

    Yıllar boyu Asturiaslılar denize pek yaklaşmamışlar ve başkentleri Oviedo'yu içeriye kurmuşlar. Aslında bunun basit bir nedeni varmış o da; Vikingler. Bu yağmacı kuzeyliler düzensiz aralıklarla ani baskınlar yaparak insanları bezdirdikleri için kıyıdan kaçmışlar. Yüzyıllar içerisinde bu tehlike azalınca Gijon kenti Oviedo'nun kıyı kenti olarak kurulmuş. Yaklaşık aynı büyüklükteler nüfusu 250.000 ve aralarında sadece 30 km var.



    Buraya ilk varışta sizlere direk okyanus kıyısına yönelmenizi öneririm. San Lorenzo denilen bu güzel plajın özellikle daha önce okyanus görmemiş olanlarınız için heyecan verici olacağını sanıyorum. Gijon plajı oldukça uzun, geniş ve hayli etkileyici. Kentin üç plajı var ama en büyüğü olan bu San Lorenzo hafta sonları Kemeraltı çarşısı kadar kalabalık oluyormuş. Eğer insanların plajda denizden çok uzakta oturduğunu görürseniz bizim gibi gülmeyin çünkü 30 dakika sonra gelgit tersine dönüyor ve deniz kıyıya yaklaşıyor. Sonra biz kendimize çok güldük siz de o duruma düşmeyin.



     Ancak İspanyolların şehircilik anlayışı ve çevre tutkusu bizi anımsatır tarzda. Plaja bir sürü yüksek binayı dizmişler. İlk bakışta biraz Antalya havası var. Bizdeki gibi binalar ve küçük tarihi kısım ciddi benzerlik yaratıyor. Binaların çoğu sonradan yapılmış ama yapılırken sokak genişliği konusunda biraz cimri davranmışlar. Bütün sokaklar oldukça dar ve yerleşim çok sıkışık. İnsan bu sokakları niye bu kadar dar tutmuşlar diye düşünmeden edemiyor.



     Bir de çok ufak bir kale ve eski kent tarafı var. Tabi ki olmazsa olmazlarından bir katedral ve Plaza Major var. Buraların dokusu eski ve daha hoş. Limanda bir Gijon amblemi var ki her şey uygun olursa hepimizin hoş bir hatırası olacak sanırım.

     Gijon kentinin bizim gezemediğimiz noktası sanırım Gijon Laboral Üniversitesi. Çok etkileyici bir yapı kompleksi tamamen korunarak çevresine modern eklentilerle görkemli bir kompleks haline gelmiş. Vaktiniz olursa bir görmenizi öneririm.



     Sonuç olarak birbirine çok yakın 250.000 nüfuslu iki kentimiz var. Hangisi daha güzel derseniz belirgin farklılar var diyebilirim. Oviedo güzel binaları, çok hoş meydanları, güzel bulvarları olan köklü şirin bir karasal kent. Gijon biraz hesapsız yapılmış, iyi kentleşememiş ama süper bir sahili olan deniz kenti. Sanırım İspanyollar da hangisinin daha güzel olduğuna karar verememişler ama siz illaki senin fikrin ne derseniz. Ben genellikle deniz kentlerini ve su olanı sevsem de tercihim Oviedo kenti. :)) Hani bir denizi bir de iklimi daha az yağışlı olsa burada yaşarım denebilecek türden bir kent Oviedo.




       Bugünden ne bekleyebilirsiniz: Böylelikle gezimizin dördüncü günü olmuş oluyor. Bu uzaktaki farklı diyar bize çok hoş bir kent gezisi ve keyifli bir deniz kıyısı vaat ediyor. Güzel bir otelimiz var ve az turistik olan ancak bunu da çok hak etmeyen bir bölgedeyiz. Bu nedenle yüzmek dışında, yemek ve belki alışveriş etmek burada en hesaplı haliyle yapılabilir. Az yürümeli, bol heykelli, keyifli bir gün bekliyorum. E hadi gezelim artık, kim tutar sizi.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

CORDOBA

bottom of page