"Aslan ve Kale"
Bölge : CASTİLLA & LEON
Alınacak yol : Yaklaşık 180 km araba yolumuz olacak ve neredeyse tek seferde gidilecek. Yaya olarak 1.5 km Valladolid'te, 1 km Leon'da yol yürümeniz yeterli olacaktır.
Konaklama : Otelimiz Eurostar Leon adı verilen dört yıldızlı bir otel. Bu da bir zincir otel. Booking puanı 8.3 ile çok iyi kategorisinde. Benim için kolay bir seçim oldu. Bahçesi yok, şehrin tarihi olmayan sakin bir kısmında bir apartmanda yerleşik. Odaların bir manzarası yok. Ancak bu tesisi kahvaltı, temizlik ve ucuzluk olarak seveceğimizi umuyorum. Tarihi kısım 1.5 km ileride ki biz bu yolu araba ile kat edeceğinizden uzaklık problem olmayacak sanırım.
Bugünü planlarken : Madrid'den kuzeye doğru yolculuğumuzun gezi bakımdan en hafif içerikli günü olacak. Bu nedenle sabah geç çıkışla rahatlama ve market molası ile ihtiyaç giderme araları ekleyebilirsiniz. Turistik önemi az, doğal ve belirgin İspanyol karakteri olan iki kent göreceğiz. Bu nedenle sade İspanyol kentleri ve yaşamlarını görme ve değerlendirme olanağı bulacaksınız. Hem turist kalabalıklarından uzak, dinlendirici, rahatlatıcı ve keyifli bir gün geçirecek hem de kuzeye doğru 180 km yol kat edip mesafe alacağız.
Gezi Planı :
Üç durma noktamız olacak. Bunlardan ilki otelden ayrılınca konakladığımız kent Castilla & Leon bölgesinin başkenti Valladolid. İkincisi yol üzerinde sadece güzel bir görüntü molası vereceğimiz Tordesillas kasabası. Son durağımız ise Castilla & Leon bölgesinin tarihi başkenti İspanyol aslanı Leon olacak.
VALLADOLiD
Sabah bir miktar otelde dinlendikten sonra kentten ayrılmadan kısa bir kent turu yapmanın iyi olacağını umuyorum. Valladolid 380 nüfuslu büyükçe bir şehir. Kent yerleşim olarak eski Endülüs devletinin tam sınırında bulunması nedeniyle her iki kültürün etkisinde de net olarak kalmamış. Zaman zaman el değiştirmesi nedeniyle de tarihte önemli bir yatırım çekmemiş. Bu nedenle kentin tüm varlığı İmparatorluk İspanya'sına ait ve neredeyse tamamen İspanyol karakter taşıyor. Kurucu kral II. Felipe'nin oğlu III. Felipe 6 yıl başkenti buraya taşımış ve İspanya'nın merkezi olsun diye bir Plaza Major tasarımı yapmış. Sonra nedendir bilinmez başkent tekrar Madrid'e dönmüş.
İçerisinden Pisuerga nehri geçiyor ki bu nehir daha sonra Duoro nehrine dönüşüp Porto'dan denize dökülüyor. İspanya ile Portekiz'in kaderleri gibi nehirleri de hep kesişmiş tarih boyunca. Ne gariptir ki Madrid Lizbon ile "nehirdaş" iken Valladolid ise Porto ile "nehirdaş" olarak başkentleri gibi yolları kesişmiş. Kenti eşit olmayan iki parçaya bölüyor. Bizim otelimiz kentin çok ta içinde olmayan bir yerde ve kentin küçük parçasında bulunuyor. Bizim için kenti şöyle bir tanıtıcı bir yürüyüş planladım. Yaklaşık bir buçuk kilometre içerisinde Pisuerga nehrini, kentin ana meydanı ve civarındaki bazı sokakları içerecek. Meydanı çok sevecek ve Madrid'teki Plaza Major'u ne kadar anımsattığını gözlemleyeceksiniz. Bu garip bir durum ama İspanya'nın tüm kentlerinde bu tarz bir meydan mutlaka var. Buna yaratıcılıktan uzak mı desek yoksa prensip mi desek bilemedim. Ama ufak veya büyük farklarla tıpatıp aynı değiller. Kısa sürede olsa başkent olduğu zamandan kalma taht için düzenlenmiş bir kilise var ön ve yan kapıları çok gösterişli ilgilenirseniz bakabilirsiniz. Meydan yakınlarında El Corte İngles adı verilen yerel İspanyol bir mağaza var. Çok değişik kategorilerde ürünler satan yerel İspanyol bir marka.. Ben bir bakan derim ilgi çekici bir şeyler bulacağınızı sanıyorum.
Bu noktadan sonra bir süpermarkete gidip gezi boyunca gerekli ihtiyaçlarınızı ve öğle yemeklerinizi alıp yola düşebilirsiniz. Yemeği belki bizim gibi Tordesillas manzara molasında yiyebilirsiniz. Sonrasında yaklaşık 160 km'lik bir yolculuğumuz olacak.
LEON
Aranızda Leon'un kelime anlamını bilmeyen yoktur sanırım. Kent, bu ismi Emevilere 700 yıl direndiği ve İspanya tahtını koruduğu için almış. Taht uzun yıllar kuzeyde Asturias krallığında kalmış. Asturias, dağların ardında tahtında otururken birilerinin de kralı koruması gerekliymiş. Ordunun bulunduğu merkez "Leon devleti" ve onun önünde 100 kadar kalesi olan "kale devleti" (ispanyolca Castilla). 1100 yıllarında bu iki devlet birleşerek ve Castilla & Leon adını almış. Ancak İspanya tahtı kuzeyde kalmaya devam etmiş, ta ki 1240 yılında aralarındaki savaşı güney kazanana dek ile iki devlet birleşmiş ve amblemler birleşmiş. Şimdi İspanya bayrağındaki sembole tekrar bakın lütfen. Taç Asturias'taki en eski kralın tacı, kalkanda ise kale ve aslan. Böylelikle bayrak üzerindeki beş sembolden üçü tamamlanmış oldu. Hepsini tamamlamak için daha günümüz var, aceleye mahal yok.
Castilla & Leon bölgesinde tarihi başkent Leon, günümüz başkenti ise Valladolid. Kent 180.000 nüfuslu küçük sayılabilecek, 860 rakım ile yüksekçe bir kent. Sırtını Cantabria dağlarına dayamış bir konumda bulunuyor. Orta İspanya platosu 500 metre civarında ve kurak iklime sahip. Yazlar aşırı sıcak, kışları ise çok soğuk. Orta İspanya'da kışlar sıklıkla karlı. Kuzey İspanya'da Cantabria dağları Türkiye'deki kuzey Anadolu dağları gibi denize paralel. Ve kuzeyin iklimi aynı bizim Karadeniz bölgesi gibi ılıman ve yağışlı. Uydudan bakınca kent kahverengi, gri alanın tam yeşile döndüğü noktada bulunuyor.
Kent, bizim meşhur Kraliçe İsabella de Katolika'nın memleketi. Bu kişi, hakkında biraz daha konuşulmayı hakkediyor. Öyle ki çok hırslı ve inatçı karakterde olan kraliçe olmasa Fernando bir başarı gösteremezdi diyen çok tarihçi varmış. Müslüman devletin yenilmesinde, Granada'nın kuşatmasında bizzat rol almış. Sonra tahtı Barselona'ya götürerek. Burada bizzat Kristof Colomb'a maddi destek ve izin vermiş bir kişi. Mutlaka eleştirilebilecek pek çok yanı vardır örneğin İspanya Müslümanlarının yenilmesi, Yahudilerin İspanya'dan sürülmesi vs - ki onları Osmanlı almış ve onlara "seferad" adı vermiş-. Ancak tahtın Barselona'ya gelmesi ve Katalunya'nın yüceltilmesi, Amerika'nın keşfi ve sömürgeler çağının başlaması gibi pek çok tarihi olayın da müsebbibi durumunda kendisi. Beş çocuk dünyaya getirmiş ve bunlarda beş devlete kral veya kraliçe olmuşlar. Torunu 1. Carlos yani bizde bilinen adı Şarlken kutsal Roma Germen imparatoru olmuş. Kendisine bir tür kraliçe arı diyebiliriz ama bir farkla bu işçi değil kral doğuruyor.
Leon kenti surlarla çevrili ancak İspanya'da eşini ve benzerini görmediğim şekilde adeta yurdum insanının çalışmasını andırır biçimde surlar kent tarafından asimile edilmiş. Yıkılmamış orada duruyorlar ancak değişik biçimlerde evlere dahil edilerek yapıların parçaları olarak kullanılmışlar. Bu nedenle net bir kale kent havası yok. Bizim hedefimiz bu kentte katedral çevresindeki tarihi merkezde biraz dolaşmak, ana meydan olan Plaza Major'u görmek ve bir yemek molası vermek olacak. Bu kentte bir süre yaşamış ve gençlik dönem eserlerini bırakmış olan Gaudi'nin Casa Botines adı verilen binasını görmek ilginç bir deneyim olacak sanırım. Bina halen belediye binası olarak hizmet veriyor. Bu kent yakınlarındaki ikinci eseri Episcobal sarayı, mimarın henüz tarzını bulmaya başladığı döneme ait.
Gül pencereli gotik katedral ise benim bu kategoride gördüklerimin en güzeli. Çok asil ve çok güzel bir örnek. İçine girmemiz sanırım saate bağlı. Size bu yapı ile ilgili detayları orada aktarmayı planlıyorum.
Kentte bulunduğunuz süre içerisinde şu anda Parador Leon adlı bir otel olan eski San Lorenzo katedralinin önünden geçmeye çalışın ki ki burası gerçekten çok görülesi bir yer. Bizim tefeci, entrikacı, para babası, sanat ve bilim aşığı Lorenzo Medici burada da her nasılsa aziz olmuş. Sanırım her devirde paranın satın alamayacağı bir şey yok bu dünyada.
Bugünden ne bekleyebilirsiniz:
Eğer dinlenmek, otelde kitap okumak ve yüzmek sizin hoşunuza giderse bugün tam size göre. Kısa ve hoş yürüyüşlerle rahatlamak, market ve mağaza gezisi ile turistik olmayan İspanyol yaşamına bir bakış bugünün ekstraları olacak. Tek keyifsizlik belki öğlen saati yapacağınız araba yolculuğu olacak ama bu da gülün dikeni. Bir gün öncenin fazlaca yorgunluğunu atıp toparlanacağınız bir gün olacağını umuyorum. Yarınki gezimiz "Uzak Ülke" sizleri oldukça yoracak bu bakımdan bugünü biraz rahatlamaya ayırdım, tadını çıkarın.