Belki Almanya'nın en popüler veya en bilindik kentlerinden birinde değilsiniz ancak kesinlikle ilgiye değer bir kenttesiniz. Bu Doğu Almanya kenti surların içinde Alman tarihine ait pek çok eserin yanında surların dışında pek çok Doğu Alman tarzı binalar içeren bir kent görünümünde. Kent Almanya'nın tam coğrafi merkezinde bulunuyor.
Tarih boyunca birkaç kez önemli olaylara şahitlik etmiş bu kent. İlk akla gelenleri; Protestanlığın kurucusu Martin Luther'in burada Agustinus manastırında yaşarken Protestanlık fikirlerini olgunlaştırması ve Doğu ve Batı Almanya'nın birleşme görüşmelerinin bu kentte yürütülmüş olması sayılabilir.
Ana istasyon binası bile tarihi önem taşıyan bu kentin öne çıkan gezilecek yerlerini mümkün olduğunca belli bir yürüme düzeni içerisinde anlatmaya çalışacağım. Dizilim kuzeyden güneye olacağı için siz eğer Ana istasyondan başlamak isterseniz listeyi tersten de kullanabilirsiniz.
Kramer Köprüsü (Krämerbrücke)
Bölgede doğu ile batı ticaretinin geliştirilmesine yönelik olarak inşa edilen tarihi köprü, yangınlardan sonra yeniden taştan inşa edilmiş. Yeni köprünün yapımı 1293 yılında tamamlanmış. Tam 79 metre uzunluğa sahip olan Almanya'nın en eski ve meşhur kemer köprülerinden birisi.
Burası ilginç bir nokta böyle köprü diye yazınca klasik köprüler akla gelse de Kramer köprüsü için bu tam olarak geçerli değil. Burayı aklınızda canlandırmak için Floransa'daki köprüyü düşünmek daha doğru olacak sanırım. Eğer köprünün üzerindeyken bir binaya girip dışarı bakmazsanız tamamen dar bir sokakta olduğunuzu düşünebilirsiniz. Köprü üzerinde eski bir kukla imalatçısı var bu kişinin dükkanını gözden kaçırmayın. Pamuk prenses ve yedi cüceler canlandırması çok hoş. Eee nede olsa masallar ülkesindesiniz.
Sokak çok şirin ve dar alışveriş sokaklarını andırıyor. Ancak köprünün asıl güzelliğini görmek için kuzeyine geçip dışarıdan bakmak gerekir. Son bir cümle yazacak olursak Kramer köprüsü için Erfurt kentinin alametifarikası demek yanlış olmaz.
Ördeklerde köprü altının müdavimlerinden. Ancak çok insan canlısı ve çok açlar. Eğer elinizde biraz yiyecek bulundurursanız fareli köyün kavalcısı gibi tüm parkı baştan başa ördeklerle gezebilirsiniz.
Fischmarkt (Balıkçı pazarı)
İsmi balık çağrıştırsa da tarihte burada kurulan balık pazarından ilham almaktaymış. Kentin Kramer köprüsü ile çekim merkezlerinden birisini oluşturuyor.
Bir çok önemli yapı da bu meydanda bulunuyor.
Rathaus "Old & New"
Yeni ve eski belediye binaları meydanın iki köşesinde bir birilerini gözetliyor gibiler. 1870 yılında yapılmış olan eski belediye binası şu an özel toplantılara hizmet verir durumda.
Haus zum Roten
Bu bina balıkçı meydanına renk veren diğer bir yapı konumunda ve 1562 yılında yapılmış bu evin dış yüzünde gezegenlere adını veren Yunan tanrılarının ve bazı tanrıçaların figürleri bulunuyor. Bu yapının ufak renk farkları ile kentte birkaç benzeri bulunuyor. Bu binaların aynı mimari akımın ürünü olduklarını fark etmek zor değil.
Meydanın ortasında duran figür karışıklığa neden olur tarzda.Çünkü bu semboller İsviçre ve Almanya'da iç işlerinde özgür kentlerin sembolü olarak özgürlüğün temsil edilmesi amacıyla konur. Erfurt asla özgür bir imparatorluk şehri olmadığı için burada bulunması tuhaf aslında. 1591'de Hollandalı bir heykeltıraş Roma cumhuriyeti nişanıyla bir savaşçı figürü yaptı. Çünkü bir rivayete göre burası Roma askerlerinin kuzeyde ulaşabildikleri son noktaydı.
“Direk üzerindeki adam”, şehrin koruyucu azizi olan Saint Martin Romalı asker kılığında her gün meydanı izliyor.
Erfurt Eski Sinagogu
Fischmarkt'ın hemen kuzeyinde yer alır. 1100'lü yıllarda inşa edilen yapı Erfurt'ta yıkılmadan kalmış bir sinagogdur. Şu anda müze olarak hizmet veren sinagog eskiliği nedeniyle çok itibar görmekteymiş. İçerisindeki Gotik takılar ve sikkelerin ilginç olduğunu belirtebilirim.
Yine meydana dönecek olursak meydana açılan Markstrasse'yi izlediğinizde sizi Domplatz adı verilen büyük meydana ulaştırır ki burası kentteki aktivitelerin merkezini oluşturur. Dolayısıyla bu kısa cadde kentin hareketli noktalarından sayılabilir.
Markstrasse üzerinde Haus zum Güldenen Rade adlı tarihi bina güzel dekorasyonu ile hizmet veren bir restoranı barındırıyor.
Yine aynı cadde üzerinde sade gotik tarzı ile manzaraya hoşluk katan tüm azizler kilisesini (Allerheiligenkirche) görmek mümkün.
Dom Platz
Aslında burası ruhsuz bir boşluk sayılabilir. Ancak October fest ve Noel pazarı gibi çok önemli aktivitelere ev sahipliği yapması bakımından önemli konumda.
Meydan arkasında bulunan iki kilise dekor görevi yaparak fonda bir canlılık oluşturmuş.
Erfurt Katedrali
15. yüzyılın ülkedeki en önemli manevi yapılarından biridir. Erfurt şehrinin sembolü olmayı hak eden katedralin çanı çok ünlüymüş. Tam 10 ton ağırlığında. Bu tür şeyler beni çok heyecanlandırmasa da küçük bir tepenin üzerinde yer alan yapı açık yeşil renkli kuleleriyle kente güzel bir görünüm katıyor.
Aynı tepe üzerine Erfurt katedralinin hemen yanına yapılmış olan Severikirche ile katedral adeta bir ikiz yapı görünümü kazanmış.
Waidspeicher tiyatrosu da yine domplatz yakınında bir ilgi çekici aktivayon merkezi olarak sayılabilir. İzlediğim videolarda çok ilgi çekici kukla gösterileri sunulduğunu gördüm ki oldukça ilgi çekiciydi. Tiyatronun hemen yakınındaki Haus zum Sonneborn ise Fishmarkt'taki Haus zum Roten adlı binanın değişik versiyonu.
Petersberg Kalesi
Meydanın hemen öbür tarafında yine bir tepe üzerinde yer alan 1665 yılında inşa edilmiş. 1990'lı yılların başında Erfurt turizmine ivme kazandırmak için restore edilmiş. Eğer yıldız biçimli kale tarzı yapılar ilginizi çekerse bu noktayı ziyaret edebilirsiniz.
Anger Bölgesi
Bir cadde, bir meydan ve eski tarzda yapılmış tarihi bir alışveriş merkezini barındıran kentin çok canlı ve hareketli bölümü. Başlangıç noktamızın güneyinde yer alıyor ve daha güneyde ise tarihi ana istasyon binasına uzanan istasyon caddesi yer alıyor. Buralar için kentin çarşısı tabirini kullanmak yanlış olmaz.
Anger Müzesi
Şehrin en prestijli müzelerinden biri. 1886 yılında açılan müzed resim koleksiyonları özel ilgi görmektedir. 1945 yılında İngilizlerin hava saldırılarında büyük hasar gören müze yeniden inşa edilmiş ve güzel sanatlar müzesi olarak mobilya, seramik, baskı, grafik gibi koleksiyonların sergilendiği bir yer haline gelmiş. 2010 yılında Rusya'nın başkenti Moskova'nın Tretyakov Galerisi ile işbirliği içerisine girmiştir. Bu sayede Avrupa'nın önde gelen modern sanat müzelerinden birine dönüşmüştür.
Yukarıda saydıklarım dışında kentte çok sayıda ilgi çekici ev ve güzel manzaralar sunan pek çok sokak mevcut.
Son bir özet yapmak gerekirse ; Erfurt orta Almanya'nın geleneksel tarzının hoş bir temsilcisi. Güzel ve bozulmamış dokusu ile ilgi çekici.
Comments