top of page
  • Yazarın fotoğrafıMurat Hüseyin inceoglu

ANTWERPEN "EL ALAN"

Güncelleme tarihi: 9 Mar 2020

(ANVERS, ANTWERP)


     Lafa biraz istatistiki bilgi ile giriş yapacak olursak Antwerpen Belçika’nın ikinci büyük kenti. Nüfusu 470.000 olup, Anvers eyaletinin başkentidir. Aslında denizden biraz içeride olmasına karşın Avrupa’nın ikinci, dünyanın dördüncü büyük limanına sahiptir. Belçika’nın koloniler kurduğu dönemde dünyadan sağladığı kakao ve elmas sayesinde zenginleşmiş. Kakao Brüksel’de çikolata haline gelirken, elmas da tarih boyunca ve halen günümüzde Antwerpen’da işlenmektedir.



     Kentin içinden geçen Schelde nehri 350 km. boyunca içeri girerek; büyük gemilerin bile seyir yapmasına olanak sağlamış. Gemi geçiş seferlerine engel olmasın diye nehir üzerinde hiç köprü yapılmamış.



     Antwerpen ismi aslında oldukça ilginç, hand werpen (Eski İngilizce) el atan anlamına geliyor, şehir efsanesine göre Schelde nehrinin kıyısında yasayan Antigoon adındaki bir dev, gecen gemilerden haraç toplar, vermeyenlerin de bir elini kesermiş. Julius Sezar’ın akrabası Silvius Brabo isimli, genç kahraman devi öldürmüş ve elini de keserek Schelde nehrine atmış. Brabo’nun oldukça büyük bir heykelini şehir merkezine yapmışlar. Heyken güzel bir şatonun önünde duruyor. Bu kente olunuz düşerse burayı atlamayın.



     Antwerpen halkı kesinlikle el figürlerini çok seviyor, şehirde ayrıca oldukça büyük bir el heykeli var ve el seklindeki çikolataları da ünlü.



     Antwerpen dünyadaki saf elmasın %70’lik bölümünün işlendiği ve parlatıldığı bir kenttir. Diamond Quarter denilen şehrin bu bölümü tamamen elmas işlenmesi, derecelendirilmesi ve satışına ayrılmıştır. Taktir ederseniz ki elmas çok pahalı bir şey. Eğer çok zengin değilseniz veya bu konuda çok meraklı değilseniz bu bölge sizin daha az ilginizi çekebilir. Hoge Raad voor Diamant (elmas yüksek konseyi) ve Breurs voor Diamant handel (elmas borsası) bu kesimde yer alıyor.



     Burada bir yılda 25 milyon karat elmas işlenir. Karat İngilizlerin keçiboynuzu çekirdeği ağırlığı ölçmek için buldukları bir ağırlık birimi aslında. Şimdi saf elmas ve kesilmiş elmaslar (pırlanta) için kullanılan bu birim 0.200 gram’a karşılık gelmekte. Elmasın karatı ağırlığıdır, ancak ağırlık kadar renk ve parlaklık ta değer üzerinde etkiliymiş. Rapaport adı verilen Antwerpen’lı bir bilim adamı tarafından sınıflandırılmış bir sitemle değerlendirilirmiş.



     Aynı büyüklükte bir taş 3000 ila 300.000 dolar arası bir değere sahip olabilir gibi bir durum ortaya çıkıyor. Yaklaşık 100 milyar dolarlık elmas her yıl burada işleniyormuş deyim siz gerisini hayal edin artık. Bu elmas işininde çoğunlukla Yahudilerin elinde olması durumu da size pek şaşırtıcı gelmeyecektir sanırım.



Şimdi şöyle hızlıca şehirde öne çıkan gezilecek yerlere bakalım.

     1. Grote Markt : Şehrin kalbi diye nitelemk çok ta yanlış olmaz. Meydan kabaca Brüksel ana meydanına benziyor ama bir tık daha sade görünüyor. Aynı gotik etki ile yapıldığı hemen belli oluyor. Benzer tarihlerde yapılmış olduğu hemen belli oluyor.



     Ortasındaki tepegöz heykeli ve Brado heykelinin meydana değişik bir hava veriyor. Aynı başkent gibi fonda resim kıvamında gösterişli lonca binaları ile çevreli. En uzak planda Meryem Ana Katedrali meydana güzel bir fon oluşturur tarzda resmi bütünlüyor.



     2. Onze Lieve Vrouwekathedraal (Meryem ana katedrali) : kilise 120 metrelik kulesiyle oldukça büyük ve ön cephesiyle de hayli güzel görünüyor. Belçika’nın en büyük kilisesi olduğu yazılmış bazı metinlerde. Kiliselerden şiddetle sıkılmış olan benim için bile oldukça gösterişli ve güzel gotik bir dış görünümü var. Binanın bir sürprizi de kendisine birleşik olarak inşa edilmiş olan alışveriş dükkanları. Bu kente gelmişseniz meydana ve bu binanın önüne şöyle bir uğramazını öneririm doğrusu.



     3. Het Steen: Kale şeklinde yapılması amaçlandığı belli olan ama kanaatimce şato kale karışımı bir durum gösteren bu yapı1300’lü yıllarda inşa edilmiş. Efsanelere inanacak olursak el kesen dev Antigoon’un evi olan kale içerisinde şimdilerde Ulusal denizcilik müzesini var. Tipik bir “çizgi film kalesi” önünde fotoğraf çekmek isterseniz, Het Steen tam aradığınız yer olacaktır. Girişinde geçmeye çalışanları durduran devin, bir heykeli de var ki mutlaka görmenizi öneririm.



    4. Vleeshuis kasaplar evi: Het steen’in tam karşısında eskiden kasaplar loncasına ait olan gösterişli bir bina. Dikkatinizi çekeceğini düşünüyorum ismini de burada yazmış olayım dedim.



    5. Meir: Bu caddeyi Antwerpen kentinin ana alışveriş caddesi olarak tanımlamak hiç te yanlış olmaz. Ağırlıklı giysi ve ayakkabı üzerine mağazalar var, özet olarak giyim alışverişinin kalbi burada atmakta diyebiliriz. Jack wolfskin mağazası bizim orada buluduğumuz dönemde hayli indirimdeydi. Ayrıca cadde üzerinde bir Disney Store'da bulunuyor. Çocuklu gezginlerin ilgisini çekebilir diye düşünüyorum. Üzerinde bulunan ve 2. dünya savaşında tamamen yanan ve yeniden yapılan alışveriş merkezi Stadsfeetszaal’lı dükkânlarıyla değil ama gösterişli iç dekorasyonuyla etkileyici buldum.



    6. Keyserlei: Meir’in doğuya doğru devamı olan bu cadde ise her iki yanında bulunan gıda dükkânları ve sağ tarafındaki (Diamond Quarter) elmas dükkanları ile diğer şehirlerde kolayca rastlamanın mümkün olmayacağı manzaralar sunuyor. Birkaç bin euro’dan birkaç milyon euro’ya kadar lisanslı elmas satan mağazalar yan yana dizilmişler. Hani bizdeki kuyumcular çarşısı gibi bir görünüm oluşturuyorlar.


Stadsfeetszaal

     7. Central Station: 1905 yılında inşa edilmiş bu yapının benim gördüğüm en etkileyici tren istasyonu olduğunu belirtmeliyim. Mükemmel bir simetri ile yapılmış binanın içi de oldukça etkileyici. Eski filmlerde sıkça yer alan etkileyici mekanlar gibi görünüyor. Eski ama gösterişli bu yapının kalbinde ise modern ve çok katlı bir istasyon görmek insanı şaşırtıyor doğrusu.



     8. Diamontland: Lisanslı Elmas satıcılarının olduğu büyük bir alışveriş merkezi. Eğer gezinizi kadın erkek karma bir grupla yapıyorsanız hanımları bir bahaneyle bir kafeteryada oturduktan sonra buraya sadece erkeklerle gitmez cüzdan sağlığınız açısından daha yayarlı olacaktır.



    9. Diamantmuseum Provincie Antwerpen : Elmas hakkında bilgiler ve elmas tarihçesini anlatılan bir müzedir. Güney Afrika’da bulunan bugüne kadar dünyada bulunmuş en büyük elmasının (Cullinian elması) bir kopyası da bulunuyormuş. Biz gittiğimizde müze kapalıydı gezemedik. Cullinian elması 26 Ocak 1905'te Güney Afrika'da bulunmuş. 3106 karat olan elmastan 105 parça kesilmiş. 530.2 karatlık en büyüğüne Afrika yıldızı, 317 karatlık ikincisine ise Cullinian 2 adları verilmiş. Bu iki elmas İngiliz Kraliyet tacında bulunuyormuş. Bu elmasın piyasa değeri 300 milyon dolar civarında olduğu yazılmış. Böyle şeyler bana hep korkunç bir israf gibi görünse de bu istatistiki bilgileri de burada yazmamak olmazdı diye düşündüm.






      Başlıca öne çıkan noktalarını sıraladığım bu kent bentde güzel bir his bıraktı diyebilirim. Belçika denilince her kesin aklına Brugge geliyor ki bu hiç yanlış bir düşünce değil. Ancak bir Gent kadar olmasa da Brüksel ve Antwerpen da bu ülkede dikkate değer yerler. Elmas ticareti ile öne çıkan Antwerpen klasik Belçika tarzının güzel temsilcilerinden birisi diyebilirim.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page