Daha önce bahsettiğim gibi Malta aslında 3 farklı adadan oluşuyor ve Gozo bunlardan biri. Adalar arası herhangi bir karayolu bağlantısı yok o yüzden Gozo’ya geçmek için feribot kullanmamız gerekiyor. Buraya gitmek için yine Comino için geldiğimiz Cirkewwa adlı limana gelip feribotla karşıya geçeceğiz. Bu feribota isterseniz yaya olarak ta binebiliyorsunuz. Gozo, Malta Adası’na göre çok daha küçük, ancak yine de bölgeler arasında mesafe olduğu için yürüyerek keşif yapmamız pek de mümkün değil. Bu nedenle arabanızla geçmenizi öneririm. Çünkü adanın bir ucundan öbür ucuna 8-9 km kadar yol var.
-DWEJRA KOYU "eski" AZURE WİNDOW : Gozo hatta Malta genelinde en çok bilinen yerlerden biri olan Azure Window, dalga ve yağmur gibi bir takım etkenler sonucu oluşan şahane bir görüntüye sahip doğal bir kaya(ydı). Tam olarak nasıl betimleyeceğimi bilemediğim için böyle genel bir açıklama yaptım ama yukarıdaki fotoğrafta nasıl bir şeyden söz ettiğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Zaten artık yalnızca fotoğraflarına bakmakla yetinmek zorundayız çünkü yakın zamanda burası bir fırtına sonucu tamamen çökmüş ve belki de Malta turizminin tarihindeki en büyük facialarından biri gerçekmiş.
Ancak siz yinede bu noktaya mutlaka gidin ve gitmişken isterseniz ruhuna bildiğiniz bir duayı falan okuyun…. Bu arada kayanın bulunduğu nokta olan Dwejra Koyu şu anki haliyle de oldukça güzel bir manzaraya sahip. Dalmak için çok iyi olan bir çok noktası olan çok panoramik, etkileyici ve gördüğünüze değecek bir nokta burası. Ayrıca burası Game of Thrones’da Khaleesi ve Khal Drogo’nun evlendiği sahnenin çekildiği nokta olduğunu belirmiş olayım.
-INLAND SEE DİVESİTE: Yine Dwejra bölgesinde sadece 200 metre uzakta bir yer burası. Deniz, kayanın içindeki bir delikten geçerek benzersiz bu görüntüyü çıkarmış. Bir kaya duvarının arkasına denizin girmesiyle oluşmuş açık denizle bağlantılı bir havuz burası. Ben denize girdim ve oldukça temiz. Ayrıca dalmak ve tekneye binmek gibi değişik alternatiflerinizde var.
- TA PİNU BASİLİCA : Burası Gozo Adası’nda aslında hiçliğin ortasında bulunan bir tapınak. Tarihi 1500’lü yıllara dayanıyor ancak bugün gördüğümüz ve kilise olarak kullanılan yapı tarihte birkaç kez tadilat görmüş. Buranın ilgi çekiyor olması yalnızca güzel bir görüntüye sahip olması değil, biraz enteresan olan bir hikayesi de var. Artık bu hikayeye inanır mısınız, gerçekliğini sorgular mısınız, ilginizi çeker mi bilemiyorum ama paylaşmadan da geçmeyeyim. 1883 yılında burada yaşayan Carmen Grima, şapelde yalnızken bir ses duyar ve o sesin ona dua etmesi gerektiğini söylediğini iddia eder. Birkaç yıl sonra bu deneyimini bir arkadaşıyla paylaştığında arkadaşı da o şapelde benzer bir durum yaşadığını söyler. Ardından şapelde dua ettikten sonra hasta annesi mucizevi bir şekilde iyileşir. Bu hikayenin ardından başka insanlar dua etmek için buraya gitmeye başlar. Hıristiyanlığın klasik hikayelerinden ancak yapı dışarıdan çok hoş görünüyor.
- VİCTORİA "CİTADELLA" : Victoria (eski adıyla Rabat olarak da biliniyor, adamlar bıraksalar her şeyin adını Rabat koyacaklarmış) Gozo Adası’nın tam orta yerinde bulunan ve adanın en kalabalık, en hareketli olan bölgelerinden biri. Şehir mi kasaba mı karar vermenizin çok zor olacağı yerlerden birisi. Hem gün ortasında yemek veya kahve molası vermek için ideal bir nokta hem de bölgede görsel açıdan oldukça etkileyici olan Citadella yani hisar var. Görüntü olarak Mdina’yı andırıyor ve aynı amaçla inşa edilmiş. Ancak daha küçük ve biraz tırmanmayı gerektirdiği için ulaşması daha meşakkatli. Hisardaki en ihtişamlı binalardan biri Meryem Ana Katedrali. İlginizi çekerse hisar içinde Gozo’nun tarihine adanmış bir Arkeoloji Müzesi, eski bir hapishane, Doğa Tarihi Müzesi de bulunuyor. Biz bunlardan ne kadarını gezeriz bilmiyorum ama çok güzel manzaralar sunan bir yer burası. Çok seveceksiniz.
- XLENDİ: Küçük bir koyda bulunan ilginç bir yerleşim. Yemek veya kahve molası için durabilirsiniz. Minik çok enteresan bir koyda şirin tuhaf ve hap kadar bir yer. Koya yüzünüzü dönünce sağ koldan kayaya tırmanmak ve güzel resimler çekmek mümkün.
-SALTPANS "Marsalforn" : Gozo’nun kuzey kıyı şeridinde Zebbug kasabasının ilerisinde, Marsalforn kasabasına yakın bir noktada bulunan Saltpans yaklaşık 350 yıldır tuz çıkarılan bir alan. Sanırsam pans adını almasının sebebi tuzun çıkarıldığı noktaların küçük kare şeklinde ayrılmış olması. İnsan “neden tuz çıkarılan bir yeri görmeyi isteyeyim ki şimdi” diye düşünebilir. Bence burası görsel açıdan gerçekten enteresan ve artistik fotoğraf denemeleri yapmak isteyebileceğiniz bir yer. Bazı noktaların adeta bir çölün parçası gibi göründüğünü gözlemleyeceksiniz ki bu da fotoğraflamak açısından bayağı değişik olabilir. Ben çöldeyken diye millete yutturabilirsiniz sanırım.
MELLİEHA BAY (GHADİRA BAY) : Gozo adasından dönüşte Malta adasına dönünce burayı değerlendirebilirsiniz. Malta’nın en uzun kum plajı olmasıyla bilinen bir plaj. Ulaşım açısından yine bayağı kolay bir noktada. Hatta Malta genelinde en kolay ulaşabileceğiniz noktalardan biri olduğunu bile söyleyebilirim çünkü plaj ana yolun hemen kenarında. Plajda tesisler olduğu için şezlong ve şemsiye kiralama, yeme içme konuları bayağı kolay. Denizin rengi de süper eh gerisi size kalmış artık.
Konaklamanızı özel olarak dalma merakınız yoksa Malta adasında yapmanızı öneririm. Hal böyle olunca feribot ile karşıya geçmeniz gerekecek. Gemiler rahat ve konforlu. Kahvenizi içerken 30 dakikada geçiveriyorsunuz. Siz yine de son feribot saatine dikkat edin. Gozo adası için yüzme, yemek ve keşif dahil 6-7 saat ayırmanız yeterli olacak. Peki gitmeli miyim diye soracak olursanız bazı bakımlardan Malta adasından daha güzel diyebilirim. Ancak yinede konaklama için Malta adası daha hareketli orayı düşünmelisiniz.Ada da konaklarsanız Comino adasına uğrayıp döme seçeneğiniz de var.
Gozo güzel bir ada yanınızdan mayonuzu ve güneş kreminizi eksik etmeyin. Sürekli yerleşim yerleri var hiç ıssız değil yiyecek konusunda sıkıntı çekmezsiniz. Hoş bir gün geçireceğinizi düşünüyorum.
Comments