top of page

Güney İtalya 3 AMALFİ KIYILARI

Yazarın fotoğrafı: Murat Hüseyin inceogluMurat Hüseyin inceoglu

Güncelleme tarihi: 5 Mar 2022

    "Costeria Amalfiana: İtalyan Rüyası"

     Burası öyle bir yer ki; bir yandan tüm sokaklar turist dolu, bir yandan yerel yaşam yıllardır hiç değişmeden aynı geleneksel yapıyla devam ediyor. Hakkında pek çok şiir yazılmış, şarkılar söylenmiş, sinema sahnelerine mekân olmuş. Tüm bunlarla dünyanın en özel mekanlarından biri haline gelmiş. Amalfi kıyıları yavaş yaşanılan, güzel yemekler yenilen, tasasız, sakin ve huzurlu bir yer. Hareketli kent yaşamından sonra, sizi farklı bir hayat akışına ve akıl almaz manzaralara sokan Amalfi kıyıları insanın kendini iyi hissetmesi için ideal bir seçenek. ‘Hiçbir şey yapmamak’ için ise kesinlikle mükemmel bir yer.



     Amalfi kıyıları boyunca uzayan nefis manzaralı, çok virajlı ve dar yollar sizi Amalfi’ye ulaştırıyor. Bir zamanlar şehir devletleri arasında güçlü deniz kuvvetinden biri olan Amalfi, bugün yamaçta sıralanan evleri, nefis manzarası, bahçelerini süsleyen mis gibi kokan limon bahçeleri, zeytinlikler ve üzüm bağları ile her yıl milyonları kendisine çekiyor. Ancak Amalfi bir yerleşim yeri olmasına karşın bu bölümdeki 90 kilometrelik kesime ithafen de bu isim sıkça kullanılıyor. Bu kıyıda bulunan başka bir yerleşimin resmini Amalfi adıyla görürseniz nu nedenle olacaktır.



     Çok büyüleyici atmosferi olan bu kıyıların son derece dik yamaçlara kurulmuş, oldukça dar ve virajlı yollardan oluşan bir yapısı olduğunu peşinen kabullenmeniz gerekir. Ama önce bu kıyılara gelmeyi planlıyorsanız şu noktayı bilmeniz gerekiyor çünkü zorlu bir yolculuk var sizleri bekleyen. Öncelikle kasabalar küçük ve Temmuz ve Ağustos oldukça yoğun bir dönem olduğu için trafik korkunç. Bazı yerlerde yolu trafik ışıkları veya polisi ile tek yönlü olarak veriyorlar bu nedenle uzun beklemelerde oluyor. Eğer yaptığım geziyi baştan yapma olanağım olsaydı geziye Positano'dan başlar ve diğer yöne döğru giderdim ve sabah 7:30-8:00 arası bu kasabada olup güzel bir kahvaltı ile güne başlardım.


yolun darlığına ve kalabalığına dikkat

    Ayrıca bu dönemlerde konaklamak için yer bulmak da oldukça zor ve pahalı. Bu nedenle biz de Napoli'de bir ev kiraladık bu kıyıları iki parça halinde gezdik. Birinci parca Pompei ve Sorrento'yu içeriyor ki bu yazıyı Güney İtalya 1 yazında bulacaksınız. Diğer kısmı ise Vietri Sul Mare'den Positano'ya olan bölüm yani güney Amalfi kıyıları ise bu yazının konusu.


yol sıklıkla karşılıklı geçişli tek yönlü ışıkla bekliyorsunuz.

    Aslında öyle aman aman uzun bir güzergâh değil Vietri sul Mare'den Sorrento'ya kadar girmesi çıkması en çok 55 km tutar. Ama size 300 km gibi gelecek sanırım. Dil tutulası manzaraları olmasa çekilir bir yanı yok yani. Yolculuk Napoli başlangıçlı çok bol durmalı, çok yavaş 150km kadar ve tüm gününüzü alacaktır.


Villa Cimbrone

    MİNORİ &MAJORİ

    Aslında bu hattı gezenler genelde Sorrento’dan Vietri’ye doğru gezmişler. Bu nedenle Positano Amalfi arası çok kalabalık ve yoğun oluyor. Burayı çok geç saate bırakmayın, eğer isterseniz bu geziyi tersten planlayabilirsiniz.



      Minori ve Majori pek gezilecek bir yerler değil ama güzel bir plajları var başlangıç için kısa bir deniz molası olarak siz de bizim gibi yüzebilirsiniz. Majori de denize doğru bir yer altı otoparkı var arabayı bırakıp yüzdük. Deniz hafif çakıl ve harika temizlikteydi. Dar ve virajlı yollar sizi yormadan biraz ıslanma fırsatı size iyi gelecek sanırım.



    RAVELLO

    Amalfi kıyılarının en güzel manzaralarından birine sahip Ravello. İtalya’nın en güzel kasabalarından biri sayılıyor. Üzüm bağları, limon bahçeleri ve uçsuz bucaksız deniz manzaralarıyla dolu Ravello, diğer kasabalara kıyasla daha az turistik. Yerel halkı bilemem ama biz gezginler için bu bir avantaj.



      Ravello, Amalfi kıyılarının muhteşem deniz manzaralarının ev sahibi. Bu manzaraların en iyi olduğu yer bence Villa Cimbrone. yüzyıldan beri el değiştiren villa ve bahçeleri hem günlük ziyarete açık, hem de otel olarak hizmet veriyor. 11. yüzyılda yapılan villa uzun süre unutulduktan sonra, 20. yüzyılda yeniden dekore edilmiş.




    Pek çok ünlünün de konakladığı, insanı mest edecek bir yer. Ünlü feminist İngiliz yazar Virginia Woolf’da buranın müdavimlerindenmiş. Üç erkek ve üç kadının çocukluktan yaşlılıklarına dek hayatını anlattığı ünlü ‘Dalgalar’ kitabının adını buradan esinlenmediğini kim söyleyebilir Woolf’un.



    Buraya gelince nutkunuzun tutulacağı Ünlü Terrazzo dell’lnfinito yani Sonsuzluk Terası belki de görebileceğiniz en güzel manzaralardan birini sunuyor sizlere. Ne yapın edin Ravello kasabasına gelin ve Villa Cimbrone'nin büyüleci bahçelerinde dolaşın. Hele ki terasa gelince ayrı bir dünya sizleri bekliyor olacak.



     Sıcak bir öğleden sonra biz buradan karşıda gök gürültüsü eşliliğinde denizin üzerindeki yağmur bulutlarını izledik. Manzara inanılmazdı. İyi ki gelmişim, iyi ki yapmışım dediğiniz yerlerden birisi.



       İsterseniz villa da yemek ve çay servisi de yapıyorlar. Ancak biz kent merkezinde bir tratoria olan Ristorante Vittoria'yı seçtik ve çok memnun kaldık.



    ATRANİ

    Amalfi Sahilleri’yle ilgili paylaşım yapan bir gezi fotoğraf sitesinde karşıma çıktı ve anında beni büyüledi. Kemerli bir varyantın üzerine konuşlanmış binalar; tozpembe cephesi, Amalfi Sahilleri beldelerinin simgesi olmuş sarı yeşil İtalyan çinisi kaplı kubbesi ve tüm bunlara tezat gibi duran sekizgen çan kulesi ile Santa Maria Maddalena Kilisesi; mavi-beyaz şemsiyelerle kaplı kumsalı; arka planda yemyeşil dağlar; bir yanda masmavi deniz… Beni nasıl heyecanlandırdığını tarif etmem mümkün değil. Nedenini ben de bilmiyorum ama ilk görüşte aşk olduğu kesin : )


internet resmi

    Atrani, Amalfi’nin birkaç yüz metre uzağında, deniz kıyısında, dağın içinden geçen bir tünelle yürüyerek 15-20 dakikada ulaşılabilen güzel bir sahil kasabası. Fazlasıyla turistik komşusu Amalfi’ye göre çok daha sakin ve kendi halinde. Bir de yoldan bahsetmek gerekir sanırım. İtalyan işi kemerli ve yüksek, manzaranın içerinde bir yol. Ben ne kadar kendimi yırtsam boş. Yol ve Atrani ilişkisini ancak gidince göreceksiniz. Ancak burada park yeri çok büyük bir problem yaz aylarında park etmek neredeyse imkansız. Biz de burada duracak yer bulamadık. Ancak Amalfi yakınında ki dağın içerisine yapılmış otoparka bırakılıp buraya yürünebilir. Ancak biz Positano'ya gitmenin daha da uzamasını istemediğimiz nedeniyle devam ettik. Ama üzüntülü olduğumu belirtmeliyim.


trafik ve yağmur

      AMALFİ

    Mitolojiye göre, Amalfi’nin adının Herkül’ün âşık olduğu bir su perisinden geldiği söyleniyor. Buna göre su perisi Amalfi genç yaşta ölür. Onu dünyanın en güzel yerine gömeceğine dair söz veren Herkül ise bunun için Amalfi’yi inşa eder. Tarihçilere göre ise Amalfi M.S. 447 yılında kurulmuş. Siz hangisine inanmak istersiniz bilemem ama bence mitolojideki güzellik buraya çok yakışıyor. Amalfi Positano’ya göre daha insaflı, daha düz bir kasaba. Bölgede seramik çok meşhur, tüm tabelalar, kapı numaraları, yerler bu seramiklerden. Kasabadaki pek çok tünel size gezilecek türlü türlü mekânlar sunuyor.

Amalfi kıyılarına adını veren Amalfi kasabası, yüksek kayaların üzerindeki rengârenk evleri, turkuaz denizi, kıvrımlı dar sokakları, etkileyici manzaraları ve bakımlı bahçeleri ile bölgenin en popüler yerleri arasında.


Yağmurda Amalfi

     Dik yamaçlara inci gibi dizilmiş rengârenk evler, evleri süsleyen begonviller, limon ağaçları, masmavi denize nazır nefis manzara, şirin sokaklar ve mekânlar… Yaz döneminin kalabalıklarını saymazsak görenin memnun olacağı bir coğrafya burası.

     Zamanında Cenova, Pisa ve Venedik’le birlikte bölgenin en güçlü devletleri arasında sayılan     Amalfi, 20. yy’a kadar bu gücünü hiç kaybetmemiş. Askeri ve ticari başarılarıyla dikkat çeken bölgede farklı kültürlerin etkisiyle mimari de etkilenmiş. Günümüzde 5,000 kadar insanın yaşadığı şehrin büyük bölümünün, 1343 yılında yaşanan depremde denize gömüldüğü biliniyor.



    Duomo Meydanı nefis kafeleri, rengârenk hediyelik eşyalar satan dükkânları ve şekerlemecileriyle tüm gün boyunca kasabanın kalbinin attığı yer. Sant’ Andrea Katedrali ve Chiostro del Paradiso (Cennet Manastırı) Ortaçağ mimarisine tanıklık ediyor. Dış kısmı mozaiklerle kaplı olan katedral 1066’da inşa edilmiş. Romanesk kolonlar ve fresklerin görüldüğü iç dekorasyonda Arap akımından izlere de rastlanıyor. Güzel bir meydan, hoş bir yapı. Ben beğendim doğrusu.

     Kayaların üzerine birbirinin manzarasını kapatmayacak şekilde kurulmuş kule evlerin arasında dolaşmanızı öneririm.. Ancak zaman ve park yeri önemli iki nokta. Bu kıyılarda diklik, darlık, zorluk hep kardeş olmuş kol kola dolaşıyorlar.


Her yer limon bahçesi.

     İtalya’nın milli içkisi limoncello Amalfi’de de en çok bulunan içecek. Limon likörü olan alkollü içecek, hemen hemen tüm dükkânlarda karşınıza çıkıyor. Hediyelik eşya olarak düşünülebilecek el yapımı kâğıtlar, Amalfi’nin yüzyıllardır sürdürdüğü bir gelenek ve Vatikan’da bile kullanılıyor.


     FİORDO Dİ FURORE

    Çok dar bir koyun içerisinde sıra dışı fantastik bir yer. Eğer park sorununu aşabilirseniz burayı bir görün. En azından yerini bilin geçerken bir bakarsınız. Ama olur da duramazsanız diye fotoğrafını koydum görmemiş olmayın.



İnternet resmi.

    PRAİNO

    Bir koyun içerisinde minik bir yerleşim. Aslında yerleşim keçi tırmanması şeklinde dağlara doğru devam ediyor. Tüm bu kıyı hattı boyunca bu adamlar bu evleri nasıl yapmış diye düşündüğüm pek çok yer oldu doğrusu.



     Ama aklınıza bizim Karadeniz gelmesin, diklik ve sıkışıklık burada kıyas götürmez şekilde fazla. Puglia’ya gidince düzlüklerde şöyle bir bağırmak isteyebilirsiniz. Bu kıyılar büyüleyici güzel ve kesinlikle görülmeli. Ancak yaşamak derseniz yok ben almayım. Bana afakan gelir. Burada ancak motorla veya toplu taşıma ile idare eder insan.



     POSİTANO

    Amalfi kıyılarının en ünlüsü Positano, Acaba çekimler için özel yapılmış bir film platosu mu burası, dedirtecek türden bir yer. Gerçekten kasaba, kayalara dikine sıralanan evleri, küçücük alanlarda mucizeler yaratılmış bahçeleri, görkemli dağlarıyla bir film setini andırıyor.



     John Steinbeck 1950’lerde bir makalesinde buralardan söz edince Avrupa’nın yanı sıra Amerika’da da meşhur olmuş. Kasabanın labirent gibi dar sokaklarını gezerken büyüleneceksiniz siz de benim gibi. Ne demiş biliyor musunuz Steinbeck: “Orada olduğunuzda bu büyülü yerin farkına varmak imkânsız gibi, ancak ayrıldığınızda sürekli aklınıza gelecek ve o zaman büyüsünü hissedeceksiniz.” Büyüsü konusunda aynen katılıyorum...



    Positano, İtalya’nın en romantik ve şirin kasabalarından birisi. Bir yanını dağlara bir yanını denize veren tepelik bir alana kurulmuş bu küçük kasaba, begonviller ve sardunyalar ile bezenmiş daracık sokaklara sahip göz kamaştırıcı bir tatil yeri. Uçsuz bucaksız denize nazır, birbirine kavuşan iki tepenin birleştiği yerde, üstü üste sıralanmış pastel renkli evleriyle olağanüstü bir manzara sunuyor. Limon ağaçlarının her yeri kapladığı romantik bir kasaba burası. Namı diğer dikey kent. Hiç bir ev diğeri ile aynı seviyede değil üst üste dizilmiş küp şekerler gibiler. Ancak eğim inanılmaz, manzara muhteşem. Trafik içinse tüm kasabanın tek yönlü tek şeritli bir yoldan ibaret olduğunu belirteyim siz anlayın artık. Bu yolda da çok dik bir eğimden 360 derecelik varyantlarla inip ve tekrar geri çıkan bir yol planı mevcut.



     Bu şirin kasabanın oldukça parlak bir geçmişi var. 9. ve 11. yüzyıllar arasında Amalfi Cumhuriyeti parçası olan Positano, ilk denizcilik yasalarının çıkarıldığı yer olarak tarihe geçmiş. 10. Yüzyılda bir limanı dahi yokken Venedik’in en güçlü rakiplerinden biri olarak oldukça önemli bir ticaret şehriymiş.



     1860 ve 1870 yılları arasında, yaklaşık 6 bin kasabalının Amerika’ya göç etmesiyle, Positano sessizliğe bürünmüş. Evler, limon ağaçlarının süslediği bahçeler bakımsızlık içinde kalmış, duvarlar yıkılmış, çatılar çökmüş, renkler solmaya başlamış ve nüfus 2 binlere kadar düşmüş. Amerika’ya giden göçmenlerin çoğu, New York’taki Columbus Caddesine yerleşmiş ve orayı küçük Positano kasabasına çevirmişler; canlı ve sıcak.



     1950’li yıllarda, sanatçılar ve yazarlar tarafından çok sık ziyaret edilmeye başlayınca ünlenmeye başlamış.

      Burası birçok filme sahne olmuş ne de olsa, Only You (1994), Under the Tuscan Sun (2003), Kath & Kimderella (2012) ve dahası… 1967 -70 arasında şarkıcı Shawn Phillips’e ev sahipliği yapmış ve en bilinen şarkılarını burada bestelemiş. The Rolling Stones üyelerinden Mick Jagger ve Keith Richards, gurubun ünlü şarkılarından “Midnight Rambler’in” sözlerini burada tatildeyken bir kafede yazmış.



     Daha bir sürü şey yazabilirim ama yazmayacağım bu kadar yeter. Bence bu kıyıların en iyisi ama karar sizin.

     Bol virajlı, bol manzaralı, bol denize girmeli bir günün sonunda hakkıyla yorulmuş olarak evinize döneceğiz. Umarım mutlu ve beğenmiş olursunuz. Ama bence Amalfi kıyıları gerçekten İtalyan rüyası sözünü hak eden doğal ve çok ilginç bir yer.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© 2023 by Going Places. Proudly created with Wix.com

bottom of page